Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

T.C. Sağlık Bakanlığı Fethiye Devlet Hastanesi


            Fethiye,  çok  eski çağlardan beri  önemli bir yerleşim merkezi olmuş. Antik dönemde "Işık Yurdunun İnsanları" anlamına gelen Likyalılar bu güzel kente sahip olmuş ve kent uzun yıllar Telmessos adıyla anılmış. Telmessos, M.Ö. 545 tarihinde Pers'lerin egemenliğine girmiş, M.Ö.333 tarihinde kent Büyük İskender'e teslim olmuş. Büyük İskender'in ölümünden sonra, Telmessos bir süre Mısır Kralı Ptalomus'un egemenliğinde kaldıysa da, daha sonra Roma İmparatorluğu'nun işgaline uğramış ve kentin adı bu dönemde "Uzak Diyar" anlamına gelen Meğri (Makri) ismiyle anılmış. 1282 yılında Menteşe Beyliği'nin kurucularından  Menteşe Bey, Meğri'yi Bizanslıların elinden almış, 1424 yılında ise kent Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmış. Osmanlı  döneminde halk arasında Beş kaza diye anılan Meğri; 1874 yılında Menteşe Livasına bağlı bir kaza haline dönüşmüş. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber Muğla İline bağlanan ilçenin ismi 1934 yılında; 1913'de Şam'dan havalanarak bir süre sonra Teberiye yakınlarında uçağı düşürülerek şehit olan ilk pilotlarımızdan Fethi Bey'in ismi anısına Fethiye olarak değiştirilmiş. Fethiye Devlet Hastanesi de adını, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu güzel kentten alıyor. Büyüleyici manzarasıyla, hem Türk vatandaşlarına hem de yabancı uyruklu vatandaşlara sunduğu kaliteli hizmetiyle örnek bir hastane olarak gösterilen Fethiye Devlet Hastanesi hakkında bilgi almak üzere; Başhekim Op. Dr. Birol Durukan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

            -Öncelikle kendinizden ve hastanenizden kısaca bahsedebilir misiniz?

 

            Muğla enteresan bir vilayet. Coğrafik olarak dağınık olması yanısıra, gerek Türkiye de gerek dünyada Fethiye, Bodrum, Marmaris gibi büyük 3 tane turizm merkezine sahip. Bodrum ve Marmaris’in zaman zaman nüfusları yaz aylarında milyonları geçmekte. Fethiye bunlardan biraz daha farklı. Yaz kış nüfusu kalabalık. Takriben şehir merkezinin 90 bin, köyler ve beldeler ile birlikte 190 bine yakın nüfusu var. Fethiye Devlet Hastanesi bu bölgede hastane olarak en büyük bölge hastanesi niteliğinde.

            Hastane binamızın 1997 yılında hizmete girmesi planlanmış ancak 2003 yılında hizmete girmiştir. Ben ise 2007 yılından itibaren Fethiye Devlet Hastanesi başhekimlik görevini sürdürmekteyim. Gazi Üniversitesi Tıp fakültesi mezunuyum. İhtisasımı da Ankara Onkoloji hastanesinde genel cerrahi bölümünde yaptım. Fethiye Devlet Hastanesinden önce, Ankara, ve Artvin’de görev yaptım.

            Hastanemiz şu anda Fethiye’de bulunan tek Devlet hastanesidir. 2005 yılına kadar Fethiye'de 2 ayrı hastane bulunurken, 2005 yılında, Devlet ve SSK hastaneleri tek bir çatı altında toplanmıştır. Şu anda da eski SSK hastanesi; semt polikliniği ve ağız diş sağlığı merkezi olarak bizim bünyemizde çalışmalarını sürdürmektedir. Hastanemiz halen 223 hasta yatağına sahip ve 20-21 ayrı branşta  hizmet veren 74 tane uzmanımız bulunmaktadır. Yan dallar dışında eksik olan herhangi bir branşımız yok.

            -Hem bir hekim hem de bir yönetici olarak hastane bilgi yönetim sisteminin kurumunuza kattığı değerlerden bahsedebilir misiniz?

 

            Günümüzde hasta sayılarındaki artış ve istatistiksel anlamda verilere daha kolay ve hızlı ulaşma gereksinimi, HBYS'yi adeta hastanelerin kalbi, beyni konumuna getirmiştir. 2007 yılında göreve geldiğimde kullanılan otomasyon sistemi bizlere yaptıklarımızı değerlendirme fırsatı vermiyordu. Bu nedenle ilk olarak otomasyona el attım. Böylelikle HBYS'yi  hastanemize kazandırdık.

            Otomasyonun bize sağladığı ilk fayda, internet ve kısa mesaj yoluyla randevu sistemine geçmemiz oldu. Bu sistemi MHRS ye geçene kadar, yaklaşık 4 sene kullandık. Böylece tam bir bölge hastanesi misyonunu üstlendik. Vatandaşlarımız da sisteme çok çabuk ayak uydurdular. Dolayısıyla hastanemizde MHRS ye geçiş döneminde hiçbir problem yaşanmadı. Eskiden bilgisayarlar sadece işlemlerin kaydedildiği cihazlar-ken, şimdi hekimler hasta hakkındaki bütün bilgilere ulaşabiliyorlar. Hatta PACS hizmetiyle hastaların çektirdiği filmlere dahi ulaşılabilmektedir. Açıkçası 2007 de ilk geldiğimde hasta sayımız azdı, polikliniklerimiz verimli çalışmıyordu. HBYS çerçevesinde kendimizi geliştirdik. HBYS’yi kurmamızla birlikte hem gelirlerimiz hem de hasta sayımızda artış oldu.

             Hastanemiz şu anda  gelir gider dengesi bakımından, geliri giderinden fazla olan bir hastane pozisyonunda. Hastanemizin 2011 yılı geliri yaklaşık 24-25 milyon civarında.

            -HBYS nin kaçakların önlenmesine ve kırtasiye masrafının azalmasına katkısı oldu mu?

            Eskiden bütün laboratuvar sonuçlarını basıp hastalara veriyorduk. Bu da kağıt masrafı oluyordu. Artık doktorlar bilgisayarlarından bütün sonuçlara ulaşabiliyorlar. Eğer hastalar bizden sonuçlarını talep ederlerse basıp veriyoruz ya da isterlerse verilen numarayla birlikte kendileri de sonuçlarına ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla bu uygulama bile kırtasiye masraflarını bir miktar azaltıyor. Bu cuzi gibi görünen masrafları üst üste koydu-ğumuz zaman ciddi giderler oluşuyor.

            -Hastanenizin içinde yer aldığı projelerden bahsedebilir misiniz?

            Geçtiğimiz Temmuz ayında Sağlık Bakanlığı turizm ve turist sağlığı ile ilgili bir genelge yayınladı. Turizm merkezinde bulunan hastanelerden bazılarına Turizm Hastanesi ünvanı verildi. Muğla’da bu niteliğe sahip 3 hastane bulunuyor. Bunlar; Fethiye, Bodrum ve Marmaris Hastaneleri. Bunların içerisinde de gerek potansiyel açısından, gerek fiziki yapısı bakımından, gerek hekim sayısı ile en donanımlı hastane Fethiye Devlet Hastanesi.

            Turizm merkezi olmamız nedeniyle bir turizm sağlığı ofisi açtık. Burada yaklaşık 5 ile 8 bin civarında yabancı uyruklu insan yaşamaktadır. Bu nedenle yaz ayları kadar yoğun olmasa da, kış aylarında da turistlere hizmet vermekteyiz. Ayrıca bakanlığımızın bu uygulaması hastanelere de ek bir gelir sağladı. Yabancı hastalarımıza uygulanan farklı bir fiyat tarifesi bulunmaktadır. Bu uygulama HBYS’nin içinde de ayrı bir bölüm olarak yer almaktadır.

             Bakanlığımızın bir PATH projesi bulunuyor. Bu proje Dünya Sağlık Örgütü tarafından yürütülen, birçok Avrupa ülkesinin de içinde bulunduğu bir projedir. Biz de bu listeye girebilen tek ilçe hastanesiyiz.

            Ayrıca, Nisan ayında ilki düzenlenen Uluslararası Performans Kongresinde ilk defa bir devlet hastanesi olarak stand açtık. SİSOFT’un da o zaman bizlere katkısı oldu ve hastanemizle ilgili bir dergi çıkardık. Bütün bu projeler bizim doğru yolda olduğumuzu ve işimizi doğru yaptığımızı gösteriyor. Ayrıca TİG Sisteminin alt yapısı hazırlanıyor.

            Kullanılan HBYS'nin mutfağının sağlam olması gerekiyor ki sonradan eklenen sistemlerle uyumlu çalışabilsin. Biz mesela kendimize has birşey çıkardığımız zaman yazılımın içine şunu da katabilirmiyiz diye sorduğumuz zaman sıkıntı yaşamıyoruz. Dolayısıyla buradaki yapılan bir uygulamadan başka hastaneler de yararlanabiliyor ya da farklı hastanenin yaptığı pozitif uygulamadan biz de yararlanabiliyoruz. Açıkçası bizim şuanda kullandığımızın HBYS’mizin mutfağının sağlam olduğunu da düşündüren şey bu.

 

            Hastane olarak ileriye dönük planlarınız nelerdir?

            Şu anda otomasyon istatistiği ile ilgili ayrı bir birim oluşturduk. Hastanede yeni bir sistem uygulanabilmesi için, kullanılan HBYS’nin altyapısının buna uygun olması gerekiyor. Şu anda kullanmakta olduğumuz HBYS’nin bizim ihtiyaçlarımıza cevap verebileceğini düşünüyoruz çünkü isteklerimiz kullandığımız yazılıma hemen entegre ediliyor. Yakın bir zamanda da şartlarımız elverdiğince mobil uygulamalara geçmeyi düşünüyoruz. Şuan da kullanmakta olduğumuz mini PACS sistemini de orta vadede geliştirmek istiyoruz. Hekimliğe başladığım yıllarda birileri bana sağlıkta bu noktalara ulaşılacağından bahsetseydi hayal gibi gelirdi. O zaman için sadece SSK ve Devlet Hastanelerinin birleşmesi bile çok büyük bir olay gibi geliyordu ama şu anda devrim olarak düşüneceğimiz şeyler hemen gelişebiliyor. O yüzden bundan sonraki oluşabilecek şeylerin neler olacağını da şimdiden tasavvur edemiyoruz. Ama planlamalara biz de o çerçevede ayak uydurmaya çalışıyoruz, sahip olduğumuz imkanlar çerçevesinde bizler de birşeyleri geliştirmeye çalışıyoruz.

Hastane hakkında başka merak edilenleri öğrenmek üzere Başhekim Yardımcısı Dr. Uğur Çomak ile görüştük.

 

            Biraz kendinizden ve hastanenizden bahsedebilir misiniz?

 

            1994 yılında Cumhuriyet üniversitesi tıp fakültesinden mezun oldum. Mezuniyetin ardından bir 6-7 yıl kırsal bölgelerde çalıştıktan sonra Fethiye’ye geldim. Fethiye de 11. yılım ve bunun 6 yılı idarecilikle geçti. Hastanemizde, başhekim yardımcılığının yanı sıra uzmanlık alanım olan hemodiyalizden de sorumluyum. Son 1 yıldır da otomasyondan sorumluyum.

 

            Bir hastane yöneticisi olarak Hastane Bilgi Yönetim Sistemi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir, Hastanenize ne gibi katkıları olmaktadır?

 

            Ben Fethiye Devlet Hastanesine geldiğimde hiçbir otomasyon kullanılmıyordu. 2007 yılında, tam otomasyonlu sisteme geçtikten sonra kaçaklarımızın çok olduğunu farkettik. Tam otomasyonlu sistemde işlerimiz çok daha kolay ve kontrollü  yürütülüyor. Hem bilgiye kolay ulaşabiliyoruz hem de gözlem yapabiliyo-ruz. Bu doğrultuda HBYS’nin bize katkısı çok büyük.

            Aktif olarak kullandığınız HBYS modülleri nelerdir?

 

            Sistemdeki modüllerin hemen hemen hepsini kullanıyoruz. Hasta takip ve personel kısımları en aktif olarak kullandıklarımız.

            Hastanenizin turizm hastanesi olmasına yönelik çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

 

            Muğla’da bulunan 3 turizm hastanesinden biriyiz.  Ayrıca, Muğladaki turizm hastaneleri içinde en kapsamlı olan hastaneyiz. Turizm hastaneleri hizmet kalitesi ve turist yoğunluğu gibi verilere dayanarak Bakanlık tarafından seçilmektedir. Bununla ilgili toplantılar, seminerler yapıldı. İlerde kongrelere dönüşmesi planlanmaktadır. Bu konuda ki çalışmalarımız yaklaşık 1 buçuk yıl önce başladı. Medikal turizm konusunda öncü olmaktayız.

 

            Şu anda turizm departmanı kurduk. Bu departmanda 5 ayrı dil bilen elemanlarımız var. Haftanın 7 günü 24 saati bu elemanlarla hizmet veriyoruz. Hastanemize gelen bütün yabancı turistlere bu hizmeti sunuyoruz ama asıl hedefimiz ülkemize turizm amacıyla gelmiş kişilere yardımcı olabilmek. Çünkü burda yaşamış olanlar zaten bu bölgeyi tanıyorlar kendilerine nasıl yardımcı olunacağını da biliyorlar ama bizim ilk hedefimiz dışarıdan gelip de hastanemize başvuran ve hiç birşey bilmeyenlere yardım etmek. Ayrıca hedeflerimiz arasında sağlık turizmine de el atmak var.

 

            Hastaneniz ile ilgili yeni projelerinizden bahseder misiniz?

 

            PACS sistemiyle ilgili planlarımız var. Ayrıca daha verimli çalışmalar için, mobil uygulamalardan da yararlanmayı hedefliyoruz.

 

            Hastanenin Laboratuvar Doktoru Dr. Sadinaz Akdu ile Hastane Bilgi Yönetimi Sistemi hakkında görüştük.

 

            İhtisasınız ve uzmanlık alanınızdan bahseder misiniz?

            1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra Konya’da 1 yıl mecburi hizmetim oldu. İhtisasımı Konya Selçuk Üniversitesi, Biyokimya bölümünde yaptım. Aksaray, Bodrum ve Ortaca’da çalıştıktan sonra Fethiye Devlet Hastanesine geldim ve 10 yıldır burada biyokimya uzmanı olarak hizmet vermekteyim.

 

            Hastane bilgi yönetim sisteminin hastaneye sunduğu yararlardan bahsedebilir misiniz?

 

            Bu sistem ile ilk tanıştığımızda, eski alışkanlıklarımızdan kurtulma konusunda zorluklar yaşadık. Daha sonra çalışanlarınızın da desteği ile adapte olduk. Kullanmaya başladıkça bizim için ne kadar önemli olduğunu da fark ettik.

 

            Laboratuvarın çok değişik süreçleri var. Bu süreçler, hasta sayısı ve yapılan test çeşitliliği arttıkça daha da zorlaşıyor. Tam bu süreçte, hastane bilgi yönetim sisteminin çok büyük faydaları oldu. Bilgilerin doğru, güvenli ve hızlı olarak toplanmasını, bunların kullanılabilir hale gelmesini ve arşivlenmesini LBYS sayesinde yapmaktayız.

 

            LBYS’nin size ne gibi faydaları olmaktadır?

 

            Hızlılık en belirgin faydası olarak görünse de sonuçların güvenilir ve hizmetin kaliteli olmasında da çok büyük faydaları var. Laboratuvar sonuçlarının kaydedilmesi ve yapılan işlemleri geriye dönük olarak görebilmemiz, bizlere kendimizi kontrol edebilme olanağı sağladı. LBYS ile laboratuvarınızdaki tüm testleri tek bir noktadan kontrol eder ve yönetebilirsiniz. Böylece çalışma hızınız ve verimliliğiniz artar. Test kaydı, hasta kaydı ve sonuç verme gibi işlemlerle vakit kaybedilmesini önler. Böylece aynı sürede daha fazla hastaya hizmet sağlanabilir.

(01.08.2012)