Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

"Ulusal Çalışma ve Sosyal Politika Kamu Araştırma Programlı Hazırlama Çalışması Yapıldı"

“Ulusal Çalışma ve Sosyal Politika Kamu Araştırma Programı Hazırlama Çalışması” Milli Eğitim Bakanlığı ve TUBITAK' a bağlı olarak Gebze'de faaliyet gösteren Türkiye Sanayi Sevk ve Idare Enstitüsü'de (TUSSIDE) 29 Haziran-01 Temmuz 2006 tarihlerinde gerçekleştirildi.         

 

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun, “Kamu kuruluşlarının Ar-Ge’ye dayalı ihtiyaçlarını belirlemeleri, bu ihtiyaçların yer aldığı kısa ve orta va-deli “araştırma programları”nı hazırlamaları yönündeki aldığı karar doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ve TÜBİTAK'ın iş-birliği ile Ortak Akıl Toplantısı düzenlendi.

 

Toplantının açılış konuşmalarını TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu yaptı.

Katılımcıların zekâ, fikir ve bilgilerinin birleşerek ortak akla dönüştürdükleri Ortak Akıl Toplantısı'na ÇSGB'nın ve ilgili kuruluşların yönetici ve uzmanlarının yanı sıra, üniversiteler sosyal taraf kuruluşları ile ilgili diğer kamu-özel ve meslek kuruluşlarından yönetici-uzman düzeyinde yetkililer katıldı.

 

Çalışmada kullanılan yöntem ve teknikler katılımcıların belirli bir sistematik dahilinde birlikte etkin çalışmasını ve somut çıktılar elde etmesini kolaylaştıracak şekilde tasarlandı.

 

Tüm katılımcıların çalışmalara başından sonuna kadar aktif katılımı ile gerçekleşen ÇSGB SWOT Analizi Çalışmaları ile Kurumun güçlü alanları, zayıf yanları, tehditler ve fırsatlar belirlendi.

 

Yaratıcı fikir oluşturma yöntem ve teknikleri kullanılarak yürütülen Çalışma Programı'na Çözüm Bilgisayar Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Siso, Genel Müdürü Dr. Bilal Ak ve Çözüm Haber Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Okan Küçükersan da katıldı.

 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu toplantıda yaptığı konuşmada, “Toplumda sadece ekonomik politikalarla refaha erişmek ve toplumun bir arada dayanışmasını güçlendirecek hususları sağlamak mümkün değildir. Ekonomik politikalarla birlikte mutlaka sosyal politikaları da uygulamak zorundayız. Tabiri caizse sosyal politika bir toplumun harcıdır, çimentosudur” dedi. 

 

“Büyük Atatürk'ün bir sözü var: “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” diyor.  Bu söz, sosyal devletin, sosyal politikanın önemini çok iyi vurgulayan bir ifadedir diye düşünüyorum” diyerek sözlerine devam eden Başesgioğlu, toplumumuzda yoksulluk sınırının altında kalan sosyal devletin yardımına ihtiyacı olan insanları toplumdan koparmadan yaşatmak, onları temel sağlık hizmetlerine eriştirmek, onları bu hizmetlerde buluşturmak sosyal devletin ve sosyal politikanın önemli bir görevi olduğunu söyledi.

 

Önümüzdeki süreçte sosyal politikanın daha çok konuşulacağını, sosyal politika kavramının içini doldurmak konusunda herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütçe büyüklüğü itibarıyla genel bütçeden sonra en büyük bütçeye sahip kuruluş olduğunu, yaklaşık 20 milyarlık işsiz sigortası fonu varlığıyla bugün kamunun elindeki en büyük mali varlıklardan birisi olduğunu belirtti. 

Başesgioğlu, “Nitelikli işgücü yaratma konusunda başta İŞKUR olmak üzere Çalışma Bakanlığı' mızın önemli görevleri bulunmaktadır. Daha geniş anlamıyla insan kaynaklarının yatırım konusunda Çalışma Bakanlığı'nın üstlenmiş olduğu birtakım görevler vardır. Çalışma Bakanlığı diğer taraflara nazaran sosyal taraflara tamamen açık bir bakanlıktır. Biz ülkemizde gerçek anlamda bir sosyal diyalogun yerleşmesini arzu ediyoruz. Sosyal politika alanı işçi-işveren ve sosyal taraflarımızın katkılarıyla şekillenecek bir alandır” dedi.

 

2007 yılında yürürlüğe girecek olan Sosyal Güvenlik Sistemi'nin yasal yapısını oluşturduklarını, “Tek Çatı”, “Genel Sağlık Sigortası” ve “Emekli Sigortaları Kanunu”nu çıkarttıklarını, bazı itirazları göz önüne alarak olabildiğince ortak bir tabloyu yakaladıklarını söyleyen Başesgioğlu, “En azından herkes, Sosyal Güvenlik Sistemi’ mizin bugüne kadar ki haliyle yürümeyeceği noktasında birleşti ve yeni bir reformun, yeni bir düzenlemenin yapılması gerektiği gerçeğini de kabul etti. Çıkardığımız kanunlarla yasal bir zemine kavuştuk. Ama takdir edileceği gibi bundan sonraki işimiz bu kararları hayata geçirmek, bütün nüfusu kapsayacak bir kurguyu, yapıyı gerçekleştirmek olacaktır.

           

Bu konuda en önemli husus bilgi işlem teknolojileridir. Biz düşündüğümüz şekilde bilgi işlem teknolojilerini kuramazsak, hem hizmet sunma konusunda, hem de denetim konusunda, kaynakları etkin kullanma konusunda istediğimiz hedefi yakalamalıyız” dedi.

 

“Ulusal Çalışma ve Sosyal Politika Kamu Araştırma Programı Hazırlama Çalışması”nın bilgi işlem teknolojilerinin sosyal güvenlik sistemimize nasıl uyarlanacağı konusundaki değerli katkıları olacağını söyleyen Başesgioğlu, “örneğin: şuanda hangi ilde ne kadar? Hangi tür ilaçlar tüketiliyor? gibi sonuçları Tam olarak alamıyoruz. Ama bunu analiz etmek, o bölgedeki o ilaçların tedavi ettiği hastalık o bölgede artmış mıdır? Artmış ise ilaç tüketimindeki bu artışın başka sebepleri mi vardır? Bunu bizim geri ödeme kurumu olarak, devlet olarak analiz etmemiz lazım. Eğer gerçekten orada hastalıkta bir artış varsa hekimlerimize bu hastalığı önleyici tedbirler almasını söylememiz lazım. Veya ülkemizde ne kadar dul var? Ne kadar yetim var? Ne kadar insanımız boşandı? Bunların sosyal hayattaki aktivitesi nedir? Yaşamlarını nasıl sürdürüyorlar? Bunları modern ve sosyal bir devlet olarak bilmek zorundayız. Mesela ilaç katkı payı alıyoruz, herkesin cetvel kalem aynı katkı payını alıyoruz, %10 ile %20 arasında alıyoruz, ama bizim gönlümüzden geçen o değil. Ben mesela emeklimizden veya çok çocuklu bir aileden daha az bir katılım payı almak istiyorum. Çünkü onların hayat şartları daha zor, ailesinin nüfusu kalabalık, ama bugünkü benim elime gelen istatistikî bilgiler bana böyle bir politika tercihini yapmamı sağlamıyor.

Yani bunun gibi bizim gerçekten verimli, gerçekten kaynaklarımızı etkin kullanacak, analizler yapmaya politikalar üretmeye ihtiyacımız var. Politika üretebilmemiz için de mutlaka sağlıklı bilgiye ihtiyacımız var.

 

Bu nedenle ülkemizin kendi alanlarında tecrübe sahibi, yönetici ve uzmanların yanı sıra, üniversiteler, sosyal taraf kuruluşları ile ilgili diğer kamu-özel ve meslek kuruluşlarından yönetici uzman düzeyinde yetkililer katıldığı, zekâ, fikir ve bilgilerinin birleşerek ortak akıla dönüştürdükleri Ortak Akıl Toplantısı'na ihtiyaç duyduk. Değerli katılımcıların ister kamu kanadında olsun, ister özel sektör, ister akademi dünyasından bu alanda çok yetkin insanlar olduğunu, önemli katkılar sunacaklarını biliyorum” dedi.