Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

Dr. Ersin Arslan Ve Şiddetin Çözümlemesi


            Geçtiğimiz aylarda firmamızında uzun yıllar hizmet sunduğu Gaziantep Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesinde tüm Türkiye'yi derinden sarsan vahşice bir cinayet işlendi. Cinayeti işleyen M.G., 84 yaşındaki kanser hastası dedesinin maaş ve bakım parasının kesilmesinin sorumlusu olarak Dr. Ersin ARSLAN'ı gördü ve öldürücü 3 bıçak darbesi ile bir daha dönmemek üzere aramızdan ayırdı.

 

            Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat'ın verilerine göre Türkiye Litvanya ve Estonya'nın ardından 4.96/ 100.000 oranı ile Avrupa'da en çok cinayet işlenen 3. ülke konumunda bulunuyor. Yani, her yıl 3.5004.000 civarında cinayet vakası artık Türkiye'mizin yadsınamaz bir gerçeği olarak zihinlerimizde yer alıyor.

 

            Dr. Ersin ARSLAN cinayeti, bir çok mecrada ve kamuoyunda tartışılıyor ve hepimizi neredeyse aynı çözümlemelere ulaştırıyor: sebep, nedensellik bağı ve sonuçları düşünüldüğünde bugünümüz ve yarınlarımız için ciddi endişeler taşımak zorunda olduğumuz gerçeği ile yaşamak zorunda kalacak oluşumuz. Çünkü, bugün görevi başında doktora yapılan şiddet yarın hakime, öğretmene ya da  görevi başındaki her kamu personeline yaşatılabilecek kadar olağan ve beklenmedik bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor.

 

            Cinayeti işleyen M.G.’nin 17 yaşında olup henüz reşit olmadığı söyleniyor. Cinayetin sebebi başta kanser hastası 84 yaşındaki dedenin ölümünden duyulan bir anlık acı ve öfke gibi görünse de, asıl gerçeğin dedeye verilen emekli maaşı ve bakım parasının ölüm kaydı düşülmesi nedeniyle torun tarafından artık bankadan çekilemeyecek olması nedeniyle duyulan yoğun intikam duygusu olduğu anlaşılıyor.

 

            M.G.'nin işlemiş olduğu cinayet nedeniyle Türk Ceza Kanununun 82. Maddesinin gbendi gereğince Dr. Ersin ARSLAN'ın yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle “Kasten Adam Öldürmenin Nitelikli Hali” fiilinden cezalandırılması ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanması bekleniyor.

 

            Ancak, M.G.'nin yaşının 17 olması nedeniyle, Türk Ceza Kanununun “Yaş Küçüklüğü”nü düzenleyen 31. Maddesindeki indirimden istifade edip, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 14 yıldan 20 yıla kadar ceza alması muhtemel görünüyor.

 

            M.G.'nin öldürme fiilini kamu görevini yerine getiren Dr. Ersin ARSLAN' a değil de sıradan bir vatandaşa yöneltmesi durumunda, Türk Ceza Kanununun 81. Maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılması, yaş küçüklüğü nedeniyle de cezasının 9 yıldan 12 yıla kadar hapis olması gerekiyor. Yani, Dr.Ersin ARSLAN'ın kamu görevini ifa etmesi nedeniyle M.G.'nin fazladan 5 ila 8 yıl arasında cezalandırılması söz konusu oluyor.

 

            Burada, Doktor, İdareci, Hemşire, Hastabakıcı ayırımı gözetmeksizin tüm kamu görevlisi sağlık çalışanlarının kendilerine yönelecek konusu suç teşkil eden; öldürme (TCK.Md 82g), yaralama (TCK. 86c), işkence (TCK.Md.94b), hürriyetten yoksun bırakma (TCK. Md. 109/c), hakaret (TCK.Md.125/3a), mala zarar verme (TCK.Md.152g), cebir veya tehdit (TCK.Md.265/1) fiillerinde kamu hizmetini yerine getirmeleri nedeniyle diğer vatandaşlara göre daha ayrıcalıklı kılındıkları daha fazla ceza alınmasına sebep oldukları görülüyor.

 

            Tüm bunlara karşın, Türk Ceza Kanunu ile getirilen ve caydırıcı olması beklenen düzenlemelerin ne yazık ki sağlık çalışanlarının da Avukatlar ve Gazetecilerden sonra en fazla tehdite maruz kalan meslek mensupları olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor.

            T.C. Sağlık Bakanlığı, Tabipler Birliği ve STK'lar sağlık çalışanlarının maruz kaldığı ve her an kalabileceği suça konu fiilleri bertaraf etmek adına, sağlık çalışanlarının güven altında çalışabilmesi için bir dizi öneri sunuyor ve tartışmaya açıyorlar.

 

            Tartışmaların çözümü noktasında Türk Ceza Kanununda, Hasta Hakları Yönetmeliğinde ve Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve Korunmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde yapılması düşünülen değişiklikler  yasal çözümler;  Sempozyumlar, Toplantılar, Çalıştaylar ve Paneller  ortak akıl çözümleri; Yazılı görsel medya ve internet mecrasının kullanılması bilişimsel çözümler; Eğitim müfredatımıza eklenecek ders, ödev ve etkinlikler ile eğitimsel çözümler ve sağlık birimlerinin daha güvenli hale getirilmesi, xray cihazı, silahlı güvenlik elemanı, sabıkalı hastaların polikliniğe girişinin engellenmesi ve alarm butonu uygulamalarıda yapısal çözümler olarak tartışılması gereken konu başlıkları olarak öne çıkıyorlar.

            Ancak, sağlık hizmeti yalnızca hastane ya da muayenehane ile sınırlandırılabilecek bir hizmet olmadığından, bir başka anlatımla sağlık hizmetinin zaman ve mekanla ilişkisi sınırları ve sınırlandırmaları kabul etmediğinden sağlık hizmetinin her koşul ve şartta icra edilebileceğini bilerek çözümler üretmek gerekiyor. Aksi durumda hastane/muayene dışında sunulacak tüm sağlık hizmetleri ile sağlık personeli olmalarına karşın kamu görevlisi olmayan kişilerin kapsam dışında tutulması ve özgülenen amaçtan uzaklaşılması söz konusu oluyor.

 

            Almanya’da geçen yıl mart ayında, cinnet geçirerek Winnenen şehrindeki eski okulunda 12 kişiyi, kaçışı sırasındada 3 kişiyi öldüren Tim Kretschmer olayı sonrasında Almanya tarafından alınan önlemler şiddetle mücadele açısından neye önem vermemiz gerektiğine evrensel bir cevap veriyor. Olayın gerçekleştiği Winnenen şehrinin bağlı olduğu BadenWüertemberg Eyaleti Parlamentosu’nda oluşturulan ve okullarda şiddet olaylarını mercek altına alan özel komisyonun, toplam 881 sayfalık raporunda özetle, okullarda şiddetle mücadeleye yönelik toplam 100 öneri yer alıyor. Bu 100 önerinin merkezinde ise, gençlerin de eğitim görebildiği spor kulübü ve derneklerin fiziksel ve zihinsel aktiviteye yönelik tüm çalışmalarının desteklenmesi gerektiği belirtilerek, şu ifadeye yer veriliyor: “Bu tür kulüplerdeki başarılı gençlik çalışmaları, bilhassa şiddeti önlemeye yönelik düşüncelere vurgu yapılarak, güçlendirilmelidir”

 

            Şiddetin her türü ile mücadele edilirken palyatif tedbir ve önerilerden kaçınılarak, evrensel ve uzun vadeli adımlar atılması gerekiyor. İyi ve doğruya kanalize edilmiş çocuk ve ergen eğitimleri belki de şiddet ile mücadele de ilk yapılması gerekenler olarak öne çıkıyor. Komisyon raporunda da isabetli bir şekilde değinildiği üzere spor kulübü ve derneklerin fiziksel ve zihinsel aktivitelere yönelik olan tüm çalışmalarının devlet otoritesi ve uygulayıcıları tarafından desteklenmesi şiddetle etkin mücadelede yarınlarımız için en iyi çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

 

            Anılan tüm bu nedenler ile, başta T.C. Sağlık Bakanlığı olmak üzere T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı bürokratlarına yarınlarımızda şiddet olmasın diye büyük sorumluluk düşüyor.

 

            Belki de, Dr. Ersin ARSLAN'ın görevi başında katledilmesinden sonra yapılan tüm eylem, gösteri ve yürüyüşler bir farkedilme çığlığı olarak bu nedenle hala ilk günkü sıcaklığı ile zihinlerimizde yerini almaya devam ediyor. Bu sefer farkeden farkettiği ile kalmasın diye merhum Dr.Ersin ARSLAN hepimize gizli bir sorumluluk yüklüyor.

(01.08.2012)