Ömer Siso

          Merhaba, 

          Bilindiği üzere, 1 Ocak 2003 tarihinden itibaren yeni ihale yasası yürürlüğe girecek. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu (DİK) yerini 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na (KİK) bırakacak. Yeni yasanın 5. maddesi ile, "İdareler bu kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit  muameleyi, güvenilirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla zorunludur." denilerek, önümüzdeki sürece ilişkin umutlarımızı artırmaktadır. Ayrıca KİK ile, yasanın geçerli olacağı alan genişletilmiş,  DİK'nun tersine tüm kamusal alanı kapsayacak duruma getirilmiştir. Yasanın tamamı dikkatle incelendiğinde, yolsuzluklara meydan vermeyecek, kalite  olgusunu ön plana çıkaracak ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlayacak bir düşünce yapısı görülecektir. Rekabeti ve rekabet eden firmaların  kendilerini geliştirmelerini teşvik eder yapısı da, firmaların daha çağdaş ve verimli bir yapıya kavuşmasını sağlayacak niteliktedir. Elbette ki  eleştirilebilecek yanları da bulunan bu yasanın ulusumuzun refah ve mutluluğuna katkıda bulunmasını diliyoruz.

          Sağlık sektörünün büyük bir bölümü Kamu denetimindedir ve bu konudaki en büyük alıcı yine Kamudur. Kamusal alanda kullanılacak, dahası tüm  sağlık sistemine referans olacak standartların, konuya muhatap olan ilgili bakanlıklarca belirlenmesi, sağlık kuruluşlarında uygulanmakta olan irili-ufaklı pek çok yazılımın disiplinize edilmesini sağlayacak, dahası ulusal sağlık bilgi ağına yönelik adımların atılmasına yardımcı olacaktır.

          Konu ile ilgili görüştüğümüz kurum ve kuruluşlar, ülkemizde kullanılacak olan standartların henüz belirlenememiş olmasından yakınmaktadır.  Tıp Bilişim Derneği'nin Sağlıkta Bilgi Stratejileri adlı çalışması konuya ışık tutucu bilgileri kapsamaktadır. Ayrıca, dergimiz de oldukça kapsamlı bir  çalışma sürdürmüş, konu ile ilgili pek çok kişi ve kuruluşla görüşmeler yapılmış, sonuçları dergimiz sayfalarında olanaklar ölçüsünde yayımlanmıştır.  Çalışmaların daha verimli bir platformda sürdürülmesi için de, daha önceki çalışmalar firmamızca incelenip geliştirilerek, TÜBİTAK'a Ulusal Sağlık Bilgi Ağı'na yönelik bir proje olarak sunulmuş, halen cevabı beklenilmektedir.

          Özellikle kamuya ait sağlık kuruluşlarının hastalara ait bilgilerinin paylaşımının, ülkemiz altyapısı, hasta hakları, hukuki yapı ve tıbbi etik  değerler göz önünde tutularak bir standart geliştirmesi; Ayrıca, bu sektöre  yönelik yazılım üreten firmaların da bu süreci doğru değerlendirmeleri ve  ulusal denebilecek niteliklere sahip uluslar arası standartlarda yazılımlar üretmesi gerekmektedir.    

          Standartların oluşturulması ve bu standarlara uygun yazılımların tercih edilir duruma gelinmesi, kurumlar ve tesisler arası bilgi paylaşımının, tek merkezde üretilmiş bir yazılım ile çözülebileceğini savlayan düşüncelerin haklılık zeminini de ortadan kaldıracaktır. Aslında, kamu yararını gözetmek iddiası ile yola çıkan bu düşüncenin uygulamaları, tekelleşmeyi sağlayan ve en kaliteli ürün idealini yok eden sonuçları içeriyor. Ayrıca, rekabetin doğal sonucu  olan, kusursuz hizmet ve ucuz fiyat da ortadan kalkıyor. Ne yazık ki, kamu yararı gözeterek faaliyet göstermesi gereken kimi vakıf şirketlerinin, haksız  kazanç elde etmelerinin sağlanmış olması da, bu tablonun daha çok trajik yönünü içeriyor.

          Yeni yasa yürürlüğe girmeden önce, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili bakanlık ve kurumların ortaya çıkaracağı standartlar ile, daha sağlıklı bir Türkiye ve daha sağlıklı bir rekabet ortamı dileyerek,

                                                                                  Hoşçakalın.