Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

Zonguldak Devlet Hastanesi

         Cumhuriyet ile yaşıt Zonguldak Devlet Hastanesi, yüzde 30'lara varan hizmet kayıplarını HBYS ile önlemeyi amaçlıyor. Hastane Müdürü Okan İbik, ilk üç aylık sürede bile bu kayıpları oldukça azalttıklarını vurguluyor.
         Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan ve 3481 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplayan Zonguldak, Bartın, Karabük, Bolu, Düzce ve Karadeniz kıyıları ile çevrili olup; Merkez, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz. Ereğli ilçelerinden oluşuyor. Bol yağışlı bir iklime sahip Zonguldak'ın yüzde 56'sı dağlarla, yüzde 31'i platolarla ve yüzde 13'ü ovalarla kaplı. Zengin taşkömürü yataklarına sahip olan İl' in 2000 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 615,599 kişi.
          Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda 1954 yılında 30 bini, 1975'de 40 bini aşan işçi sayısı 1979'da 43 bin 594'e ulaşır.1983 yılında 38,650 iner. Sonrasında değişen politikalarla daha hızlı bir geriye gidiş başlar.

          Zonguldak İlinin sağlık verilerine baktığımızda sağlık kuruluşları açısından oldukça zengin olduğunu görüyoruz; Sağlık Müdürlüğü ve Hükümet Tabipliği'nin 1929 yılında kurulduğunu öğreniyoruz. Cumhuriyet ile aynı yaşta olan Zonguldak Devlet Hastanesi dışında İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde 4 devlet hastanesi daha bulunuyor. Bunlar Kdz. Ereğli, Devrek, Çaycuma ve Alaplı Devlet Hastaneleri. Bunların dışında yapımı devam eden hastane inşaatları arasında 150 yataklı ikinci bir Zonguldak  Devlet Hastanesi bulunuyor. Diğer sağlık kuruluşlarına bakacak olursak; Göğüs Hastalıkları hastanesi, 2 Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi, 2 adet Verem Savaş Dispanseri, 61 Sağlık Ocağı, 6253 Sağlık Evi, 1 Sağlık Meslek Lisesi, bir adet Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü, bir sıtma birimi, bir Frengi Lepra Savaş dispanseri bulunmakta. Bunun dışında 3 SSK Hastanesi, 7 SSK Dispanseri 13 SSK sağlık İstasyonu ve 1992'de kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi de kentte hizmet veriyor.

     Devlet Hastanesi köklü bir değişimden geçiyor
     Nüfusun yüzde 80'i SSK' lı olduğu için kalan yüzde 20 nüfus üzerinde sağlık ihtiyaçlarını karşılayan Zonguldak Devlet Hastanesi, Tıp Fakültesinin de açılmasıyla birlikte hastalarına daha iyi hizmet verebilmek ve tercih edilmek için yaşlı binasında tadilat gerçekleştirmekte. Tadilatla birlikte sistemlerini yenileyerek hastane gelirlerini artırmayı amaçlayan ve bu anlamda otomasyon sistemine ihtiyaç duyan Devlet Hastanesi'nde son üç aydır bu yönde çalışmalar sürdürülmekte. 8 firmayla uzun süren görüşmeler yapan Hastane Yönetimi, programlarını hem oldukça kaliteli hem de ekonomik buldukları Çözüm Bilgisayar ile anlaşarak HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi)' nin Hasta Takip, Personel, Ayniyat ve Eczane modüllerini kullanmaya başlamış. Satın alma modülünü ise bugünlerde hizmete sokmayı planlayan hastanede hummalı çalışmalar sürüyor.

          Kuruluşundan bu yana çeşitli onarımlar geçiren hastane binasına Acil ve Özel Servis, İdare, Ameliyathane, Eczane, Poliklinikler ve Servisler eklenmiş. 1954 yılında imzalanan Kültür Varlıklarının Korunması hususundaki Uluslararası La hay Antlaşması’na göre Kültür Mirasları kapsamında hastane binası korumaya alınmış. Hastane ana binası mimarisinin korunmasına özen gösterilerek 1998 yılında bir kez daha tadilat görmüş.

         “Madenci Kenti Zonguldak'ta göğüs hastalıkları yerine artık, ürolojik problemler birinci sırada”
Madenci kenti Zonguldak'ta yaşanan sağlık sorunlarını İl Sağlık Müdürü  Dr. Murat İlikhan şöyle aktarıyor: “İlimizdeki en önemli sağlık sorunları, madenci kenti olmasına rağmen göğüs hastalıkları yerine, daha sıklıkla ürolojik problemler görülmekte. Daha çok enfeksiyon hastalıklarının, en sıklıkla da idrar yolları, böbrek hastalıkları gibi ürolojik problemlerin görülmesinde; kullanılan içme suyunun ve Zonguldak ikliminin rutubetli olması etkili oluyor. Halkımızın belediyenin şebeke suyunu değil de kaynak sularını, kuyu sularını kullanmasından kaynaklanıyor. Genellikle şebeke suyundan değil, kuyu sularından kullanılan sulardan problem çıkıyor. Bu yönde çalışmalarımızda bütün kuyuların envanterini çıkarttık ve mikrobiyolojik analizlerini yaptık. Ama bu kaynakların temizlenmesi mümkün değil. Bu yüzden halkı 'bu suları kullanmayın, kullanacaksanız kaynatarak kullanın' diye uyarıyoruz ancak. Yapabilecek olanlara da bireysel klorlama eğitimleri veriyoruz ama ulaşamadığımız yerler de var.

          Madenlerde çalışan işçi sayısı geçtiğimiz yıllara göre gittikçe azaldığı için, yaşlı olanların da hayatını kaybetmesiyle, istatistiksel olarak göğüs hastalıkları giderek azala azalıyor, rak ürolojik problemler birinci sırada görülüyor.

          Zonguldak'ta 3 yıldır Sağlık Müdürlüğü yapmaktayım. Zonguldak'ta halkın büyük kısmının SSK’lı olması nedeniyle bizim hastanelerimize zamanında pek yatırım yapılmamış. Zonguldak'ta 5 devlet hastanesinden en büyüğü olan Zonguldak Devlet Hastanesi'nde özellikle son üç dört aydır yoğun bir çalışma var. Gerek laboratuarların, gerek ameliyathanelerin yenilenmesi, kan bankasının açılması için yapılan çalışmalar ve hastane otomasyon sisteminin kuruluyor olması gibi. Bence bunların içinde en önemlisi, otomasyon sistemi ile ilgili çalışmalar. Neden derseniz, çünkü hastanelerin döner sermaye kayıpları yüzde 30'lara varıyordu. Bu geliştirilen otomasyon sistemi ile döner sermaye kayıpları sıfıra yaklaşıyor. Ayrıca hastalara verilen kimlik kartı ile de hastalara kolaylık sağlanacak. İlk kayıtta biraz zaman alıyor ama ondan sonraki gelişlerinizde gelişlerinizde kartınızı gösterdiğinizde hastanın bütün bilgileri ekrandan gözüküyor. Aynı zamanda da dosyalama sistemi olacak. Böylece istatistik çalışmaları da bu programda rahatlıkla elde edilebilecek. Otomasyon öncesinde, örneğin 'son bir ayda hastanemize başvuran idrar enfeksiyonu sayısı veya üst solunum yolu enfeksiyonu ne kadardır' şeklinde bir istatistik çıkartamıyorduk. Bu programla bu tür istatistiklerde çıkartılabilecek. Bu açıdan hastanedeki bu gelişmeleri olumlu görüyorum.”

          “SSK'lılar, Zonguldak'ta devlet hastanelerinden yararlanamıyor”
          SSK’lıların Zonguldak'taki devlet hastanelerinden yararlanamadığına değinen İlikhan, “Maalesef son gelen protokolde Zonguldak'ta hiçbir değişiklik yok. Aynı eskisi gibi. Hastanelerimizin tamamı protokol kapsamında ama oraya sevk edecek birinci basamak kuruluşlarımız protokol kapsamında değil. Dolayısıyla  Zonguldaklı SSK’lılar, Sağlık Bakanlığı kuruluşlarından faydalanamayacaklar. Eskiden beri faydalanan yerler devam edecek” diyor.“Bebek Dostu Hastane” olan Zonguldak Devlet Hastanesi, Toplam Kalite çalışmalarına başlayacak.

          Cumhuriyet’ten bu yana hizmet veren hastanede bu günlerde ayrıca Toplam Kalite Belgesi için çalışmalar başlayacak. Başhekim Dr. Abdullah Bircan konuya ilişkin olarak şu bilgileri aktardı: “Hastanemizin 'Toplam Kalite Yönetimi' ile ilgili iç yönergesini hazırladık. Bakanlıktan bu konuda bir emir geldi bize. Hazırlayarak Sağlık Bakanlığı'nın onayına sunduk. Onaylandığında o yönergeye göre bu çalışmalar başlayacak.”

          “Bebek Dostu Hastane” unvanını 1996 yılında alan hastanede bebekler, annelerin odasında kalıyor ve çok zorunlu olmadıkça anne sütünden başka gıda almıyor. Annelere emzirme, bebek bakım eğitimi de veriliyor. Otomasyonun kuruluş aşamasında hazırlıksız yakalandıklarını aktaran Başhekim Yardımcısı Dr. Onur Başaran, “Sorunlarımızın çözümü için Çözüm Bilgisayar'la anlaştık. Çözüm' ün derdimize deva olacağını umuyorum. Birlikte güzel çalışmalarımız olacak. Güzel oldukça referanslarımız da güzel olacak. Biz iyi çalışacağız, siz iyi iş yapacaksınız” diye düşüncelerini aktardı.Hastanede 380 personel hizmet veriyor, hasta profilinin çoğunluğunu Yeşil Kartlılar oluşturuyor

          Zonguldak Devlet Hastanesi'nde personel sayısı çok sık değişiyor. Şu an 380 toplam personeli olan hastanede 40 uzman hekim, 160 yardımcı sağlık personeli (hemşire, ebe, laboratuar teknisyeni), 11 pratisyen hekim bulunuyor. Temizlik için gelen 75 ve yemek hizmetleri için 25 kişi olmak üzere çalışan sayısı 500'ü buluyor. Hastane Müdürü Okan İbik, hastanelerinin döner sermaye işletmeli bir kurum olarak yıllık 7 trilyon bütçeye sahip olduğunu söyleyerek hasta profillerine ilişkin, “Zonguldak İlinin yüzde 80'ine yakını sigortalı. Geriye kalan yüzde 20'lik bölümdeki nüfustan bize gelenlerin büyük bir çoğunluğu yeşil kartlılar. Bunun dışında Bağ-Kur'lular ve Emekli Sandığı'na tabi olan memurlar geliyor hastanemize. Yüzde 50 oranında yeşil kartlı hastalarımıza bakıyor hastanemiz” diyor.

          “7 trilyonluk bütçeyi otomasyonsuz yönetemezsiniz”
Otomasyona geçmeye neden karar verdiklerini, neden ihtiyaç duyduklarını aktaran Müdür Okan İbik, “Otomasyon artık, hayatın kaçınılmaz gerçeği. 7 trilyonluk bütçesi olan bir işletmenin el yordamıyla muhasebesini yapmak artık çok zor. Hastanede gelir kaybımız otomasyona geçmeden önce yüzde 30 civarındaydı. Hasta kayıtlarımız çok zor oluyordu. Şu an net sonuçları almadık ama kaybımızı yüzde 10'lara indirdiğimizi sanıyoruz. Bütçemiz 7 trilyondan 10 trilyona çıkacak seneye. Beklentimiz bu yönde.

          Kendi bütçemizi kendimiz yapıp ulaşacağımız hedefleri belirleyerek Sağlık Bakanlığı'na onay için gönderiyoruz. Onaylandıktan sonra biz de o hedef bütçeye ulaşmak için her şeyi yapıyoruz. Genel bütçeden hemen hemen hiç para almıyoruz. Devletin hastaneye maaş ödemesi dışında başka harcaması yok. Yolluk, harcırah giderleri o genel bütçeden yapılıyor. Fakat bunun dışında hastanenin bütün alımlarını ve onarımlarını hastaneden yapıyoruz.

          Sistemden memnun olmamak gibi bir şey söz konusu değil. Sistemin bize sağlayacağı büyük avantajlar var. Bütçemiz hemen hemen katlanacak. katlanacak. Bu parayla da hastanenin modern hastane olması için her şey yapılacak.

     Dr. Başaran, “HBYS, keşke 5-10 yıl önce başlamış olsaydı”
     6 ay önce idari göreve getirilen Başhekim Yardımcısı Dr. Onur Başaran, Otomasyon konusunda biraz gecikildiğine değinerek, “Keşke otomasyon 5-10 sene önce başlamış olsaydı diyorum bazen. Yüzde 20- 30 oranında kaçak önlenmiş olurdu. Bütçemizin yüzde 20-30' unu hesaplarsak, çok büyük miktarlarda paranın heba olduğu, hastaneye girmediği görülüyor. Bu yapılan yatırım, kaybın kaybın yanında devede kulak kalıyor. Bunun her yıl tekrarlandığını düşünürseniz, o miktarların yarısı bile bugüne kadar elde edilmiş olsaydı, bugün çok daha farklı bir hastaneyle çalışıyor olabilirdik” diyor.

          Dr. Başaran, otomasyona geçmeye neden karar verdiklerini ve Çözüm Bilgisayar’ı neden tercih ettiklerini şöyle anlatıyor: “Yaklaşık 8 tane bilgisayar yazılım firmasıyla demo üzerinde çalıştık. Bu firmalarla teke tek konuştuk, pazarlıklar yaptık. Sonuçta Çözüm Bilgisayar firmasının hastane otomasyon programını aldık. Hem koşullarımıza, taleplerimize, hem de ekonomik durumumuza uygun ortak bulduğumuz için onlarla anlaştık, 2-3 ay önce. Kurulum çalışmalarımız bitmiş değil, her gün bir adım adım daha ilerliyoruz. Henüz sistemi oturtamadığımız servislerimiz var. Bunun için de 6 ay gibi bir sürenin geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Yılbaşına umarım, her şeyimiz tamamlanmış olarak çalışmaya devam edeceğiz.

          Otomasyona geçmeye karar verişimiz, bu devirde, halen kağıt kalemle işlem yapmak çok büyük zaman kaybı, enerji ve insan kaynaklarının yanlış kullanılması ve doğru sonuca ulaşma zorluğuna yol açıyor. Olması gereken ve başta söylediğim gibi gecikilmiş bir konu. Hastanenin girdisi, çıktısını özellikle yaptığınız hizmetin karşılığını nakde çevirmenin olmazsa olmaz koşulu, bu bilgisayar sistemi. Bu yüzden her şeyden önce buna kaynak ayırıp yapmaya çalıştık. Bu konuda Devlet mevzuatı da çok rahat değil, engeller var ama usulüne uygun olarak, kanunlar yönetmelikler karşısında zor durumda bırakmayacak şekilde aşmaya çalıştık, aşıyoruz hala daha. Bu işe girişirken ilk derdimiz hastanenin daha iyi işlerlik kazanmasıydı. İkinci olarak hastanenin ekonomik dengesini koruyabilmek için hizmetlerimizi gelire çevirebilmekti. Bu nedenlerle otomasyona geçtik.”

          “Otomasyona geçiş nedenlerinden biri maddi anlamda hizmet kayıplarını önlemek”
          Hastanenin hizmetlerini gelire çevirebilmek anlamında Başaran; “yapılan hizmetlerin takibi, kağıt üzerine yapılan muhasebe işlemleri çok zor oluyor. Muhasebe ve tahsilat işlerini 'bilgisayar öncesi ve sonrası' diye ikiye ayırmak gerekiyor; Bilgisayardan önce her şey çok zor, kaçak çok fazla. Kaçak dediğimiz; hastanenin ürettiği sarf malzemeleri, ilaç tüketimi olarak bedeli alınması gereken mal ve hizmetlerin tahsilata çevrilememe veya çok gecikmeli olarak yapılması. Kurumlardan özellikle resmi kurumlardan Bağ-Kur'a, Emekli Sandığı'na fatura edilecek miktarlar, aylarca gecikmeli veya çoğu zaman eksik oluyor. Çünkü yapılan hizmetler tam değerlendirilip toplanamadığı için kullanılan malzeme az yazılabiliyor, yapılan hizmetler eksik olabiliyor. Bunları toparlayabilmek için bir sistem gerekiyor. Sonuçta bilgisayara geçişle birlikte bizim beklentimiz; yaptığımız hizmetin, harcadığımız malzemenin, tükettiğimiz ilacın, maliyetin veya bedelin, hastadan veya hastaya bakmakla yükümlü yükümlü olan sosyal güvenlik kurumundan hastanenin tahsil edebilmesi.

           Devlet hastaneleri de özel bir işletme mantığı ile yönetilmeye doğru gidiyor. Zaten maaşlar dışında veya çok büyük tadilatlar dışında genel bütçeden bir katkı alınmıyor. Günlük işleyişimizi tamamen kendi döner sermayemizle yapıyoruz. Bütün hastaneler için bu geçerli. Yönetimde bir özel işletme mantığının yerleşmesi gerekiyor. Madem bir mal ve hizmet ürettik. Bunun fiyatlarını devlet belirlemiş, bu bedeller üzerinden mal ve hizmetin tahsil edilmesi gerekiyor. Bu yapılmazsa bir sonraki hastaya verilecek malzeme ve ilaç temin edilemeyebilir. Bu çarkın dönmesi için bu hizmetin, tahsilatın günü gününe yapılması lazım. Bunun için de otomasyon, olmazsa olmaz bir durum olduğundan, ne kadar gecikmiş olsak da bunu yapmamız gerekiyordu” diye yaşanan sıkıntıları aktardı.

          Zonguldak'ta yeşil kartlıların sayısında bir artış söz konusu. Günün ekonomik koşulları nedeniyle işçi olup sigortalı olamayan, yeşil kartı olan da pek çok çalışan var. Devlet Hastanesinin Hastanesi’nin hasta potansiyeli günlük 500 civarında. Tetkik sayısı ise ortalama 5000 ile 10000 arasında değişiyor. Hastanede sürekli olmasa da otomasyon öncesinde zaman zaman kuyruklar oluştuğu gözlenmiş. Başhekim Yardımcısı Başaran amaçlarının, kuyrukları azaltmaktan öte insanlara daha insancıl yaklaşmak ve işlemlerini daha da hızlandırmak olduğunu ifade ediyor.

          “Otomasyona geçişte yaşanan sıkıntılar”
          Otomasyona geçilen günlerde yaşadıkları sıkıntılara da değinen Uzm. Dr. Başaran, “Personelimizin bilgisayar okuryazarlığı çok yeni olduğundan biraz acemilik çekildi ilk günlerde. Programın neresine ne yazılacak, hangi tuşa basılacak. Bunlar zamanla kazanılacak alışkanlıklar. İnsanlar kapıda yığıldıkça ve siz orada acemi bir şekilde bilgisayarın başında uğraştıkça, hasta kişilerin psikolojilerini düşünürseniz, her an olay çıkabilecek dakikalar yaşadık. Gerektiğinde Hasta Kabul' de oturarak veya personeli gözeterek olayları kontrol altına aldığımız günler günler oldu. İlk kayıtları sırasında hastalara programın gerekliliği nedeniyle çok fazla soru soruyoruz. Ama hasta tekrar geldiğinde sadece polikliniği söyleyerek geçecek”dedi. Hasta kaydını hızlandırmak için 'hasta tanıtım kartı' geliştirilen hastanede  isteyen hastalara  bu kart çıkarılıyor. Hasta tekrar geldiğinde istediği polikliniği söyleyerek beklemeden muayene oluyor.

           HBYS’de (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) veri güvenliği için ORACLE VTYS (Veri Tabanı Yönetim Sistemi) kullanılıyor. Ayrıca donanımsal olarak da 'server'da RAID teknolojisi kullanılmakta ve bilgiler periyodik yedekler alınarak sağlanmakta. Hastane donanımı, otomasyonda kullanılan modüller arttıkça buna paralel olarak giderilmekte. Bu günlerde eklenen modüller nedeniyle ortaya çıkan donanım ihtiyacına ek yapmayı planlayan hastane yönetiminin, bunun dışında görüntüleme sistemlerinde eksikler bulunmakta.

          Otomasyona geçmenin bir başka nedeni: 'Rekabet'
Zonguldak Devlet Hastanesi, devlet hastanesi olarak İl' in en büyük, ancak sigortalı kapsamına göre diğer hastaneler arasında, küçük hastanesi. Devlet Hastanesi 300 yataklı olmasına rağmen  SSK'nın 600 yataklı bölge hastanesi bulunuyor. Bunun dışında iki yıl önce hizmete giren Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi bulunuyor. Devlet Hastanesi'nin hasta popülasyonu yüzde 15-20 iken buna üniversite de ortak olunca hasta sayısı azaldı. Dr. Başaran, hastanelerinin bir çok yeniliğe kalkışmasında üniversite hastanesinin açılmasının da etkili olduğunu ifade ediyor. Bir nevi rekabetin oluşması ile hastaların hastaneler arasında karşılaştırma yapması, hastanelerin kendine çeki düzen vermesini konusunda bir ivme kazandırmış. Zonguldak'ta yeni yapılan devlet hastanesinin de bu rekabeti artıracağı söyleniyor. Başaran, 150 yataklı bir kompleks olarak düşünülen hastanenin kadın doğum ve çocuk servisleri üzerine olabileceğini aktarıyor.

          Zonguldak Devlet Hastanesi'nde bütün branşlar bulunuyor. “Eczanede yükümüz çok hafifledi”
          Başeczacı Yardımcısı Hatice Koyuncu, otomasyonla değişen gelişmeleri aktardı: “Öncesinde defter tutuyorduk, her şey el hesabına bakıyordu. Hesapların toplamlarını akşamları yine el hesabıyla alıyorduk. Kayıtları el hesabıyla yapıyorduk. İlaç ve sarf olarak defter hesabı tutuyorduk. İlaçları tek tek yazıyorduk deftere. Yoğunluk oluyordu. Otomasyona geçtikten sonra bilgisayarla giriş yapıp bilgisayar çıktılarını alıyoruz

          Gelirler açısından rahatlık sağladı. İlaçların sarfı konusunda yardımcı olan istatistiksel bilgilere ulaşabiliyoruz. Zaman kaybını önledi. Daha önce sadece eczanede program kullanıldığı için hasta yatışları ve taburcu işlemleri de buradan yapılıyordu. Çözüm Bilgisayar’ın programına geçtikten sonra hasta yatışları “Hasta Kabul” den yapıldığı için o konuda rahatladık. Artık hasta protokol numarasına girdiğimiz zaman ilaçları direkt olarak yazma imkanı veriyor program. Yükümüz hafiflemiş oldu.”

Yazı ve Fotoğraflar : Tan ÖNDER

(12.10.2002)