Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

Sağlıktaki Yeni Projeler ve Hedefler  "Yuvarlak Masa Toplantısı"nda

 

e-Devlet Dergisi'nin düzenlediği yuvarlak masa toplantılarının yedincisi Sağlık Bakanlığı, İnterpromedya işbirliği ile 10 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantı sponsorluğunu Çözüm Bilgisayar ve Datasel Bilgi Sistemleri'nin yaptığı etkinliği, Bmb Soft ve İşnet destekledi.

 

Moderatörlüğünü İnterpromedya İçerik Merkezi Müdürü Nuray Şuman'ın yaptığı toplantıya, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V. Dr. Ekrem Atbakan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Ünal Hülür, Sağlık Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'ndan Dr. Mahir Ülgü, Dr. Nihat Yurt, Dr. Songül Doğan, Soner Kırıcı, Erdinç Sabur, Hakan Özer ve Gökhan Doğan katıldı.

 

            Etkinlikte İnterpromedya adına Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kurdakul, Genel Müdür Güldane Taşdemir, Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ve haber merkezi yer aldı. Çözüm Bilgisayar'dan Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Siso, Genel Müdür Yardımcısı Fatih Şahin, Eczacı Hayrun Sertoğlu, Ar-Ge yazılım Uzmanı Onur Selamet, İnternet Yazılım Uzmanları İlker Kayalar ve Kadir Genel katıldı.

           

İnterpro Genel Müdürü Güldane Taşdemir'in açılış konuşmasının ardından Dr. Ekrem Atbakan ve Dr. Ünal Hülür Sağlık Bakanlığı'nın Sağlıkta e-Dönüşüm Projesi'ndeki son durumu, strateji ve hedeflerini anlattılar. Dr. Nihat Yurt'un e-Sağlık konulu sunumunun ardından, Çözüm Bilgisayar Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Okan Küçükersan ve Datasel Bilgi Sistemleri'nden Mesut Demirer birer sunum yaptılar.

           

           

 

e-Devlet ve e-Türkiye konusunda ülke politikasının doğru ve net bir şekilde kamuoyuna aktarılmasında büyük rol oynayan, e-Dönüşüm vizyonunun hayata geçirilmesinde önemli katkı sağlayan etkinliklerden birisi haline gelen yuvarlak masa toplantılarının yedincisine e-Devlet ile ilgili kurum ve kuruluşların yönetici ve uzmanları ile birlikte hastane yöneticileri de görüş, öneri ve sunumlarıyla destek sağladı.

           

Toplantıda konuşan, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V. Dr. Ekrem Atbakan, sağlığın “önce insan” demek zorunda olunan bir alan olduğunu ve bu görevin ertelenemez olduğunu belirtti. Günde 1 milyondan fazla vatandaşa sağlık hizmeti sunmak zorunda olduklarını kaydeden Atbakan, bu nedenle e-Sağlık başlığı altında çok önemli konuları topladıklarını söyledi. Atbakan, “Bu nedenle hem “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nda hem de geleceğe yönelik olarak hazırladığımız dört-beş yıllık stratejik planlarımızda bilişim en ön sırada yer alıyor” dedi.

           

Bakanlık olarak karar destek sistemlerine ayrı bir önem verdiklerini belirten Atbakan, “Yüz milyarlarca veriyi belirli bir disiplin içerisinde aynı zamanda güvenilir bir biçimde toplamaya ihtiyacımız var. Ve giderek ihtiyaç daha da artıyor. Bakanlıkta, kurumda hangi düzeyde yönetici olursanız olun elinizde güvenilir ve işe yarar bilgiye ihtiyaç var” dedi.

           

Bazı istekleri gerçekleştirmek için eldeki enstrümanları kıyaslamak ve oranlamak gerektiğini belirten Atbakan, bu enstrümanları bir anda çok fazla artırmanın mümkün olmadığını söyledi; “Mesela ülkemizdeki sağlık alanındaki insan kaynakları belirli. Bunu bugün artırmaya çalışmaya başladığımız zaman, sonuçlarını ancak 8-10 yıl sonra alabileceğiz. Kamu maliyesinin durumu ortada. Bu sayıyı bir anda yüzde 50 artırmamız mümkün değil.

           

Biz ülke olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Bütün mesele bu süreci kısa ve az zararla, ama en yüksek faydaları üreterek aşmak. Mesela, iki sene içerisinde bu meselelerin hepsinin çözüleceğine dair bir formül ne yazık ki elimizde yok. Varsa onu hemen uygulatabiliriz. Ama dünyanın hiçbir yerinde böyle bir çözüm olduğunu zannetmiyorum”dedi.

           

             

Sorunların çözümünde dört ana ayağın etkili olacağını söyleyen Atbakan, bu ayakların Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör olduğunun altını çizdi.

           

Dört ayağın, Sağlık Bakanlığı dışıda kalan tüm unsurlarıyla problemleri olduğunu belirterek “Bir şeyi yapmak zorundayız. Bu süreçte birlikte yürümeliyiz. Tüm ekibimizin samimiyetine güveniyorum. Kimse göz göre göre bir şeyi yanlış istikamete taşımaya kalkışmıyor. Sorunlar elbette büyük. Elimizdeki kaynak da kısıtlı. Ama yapamadığımız hamleler için oturup ağlama lüksümüz de yok.

           

Bizi bir savaş bekliyor. Niye bir savaş bekliyor? Basit, az bir kaynakla, yani az ve yetersiz bir parayla, az insanla; eksikleri belirlemek, doğruları daha da genişletmek ve bir hedefe varmak zorundayız. Niyet burada önem kazanıyor. Biz elimizdeki kaynaklarla bıkmadan bu işi yürütmek zorundayız. Biz bütün bu zorluklara rağmen bu işi yapmaya niyetliyiz” dedi.

            

 

Sağlık Bakanlığı Bilgi işlem Daire Başkanı Dr. Ünal Hülür yaptığı konuşmasında 72 milyon nüfusun tamamının hedef ve ilgi alanları içinde bulunduğunu belirtti.

           

Hülür “İşte bu anlamda; yönetici ve çalışan algısı işin içine giriyor. Bakanlığımızdan örnek vermek gerekirse; bir tuşa bastığında birçok şeyi görmeyi arzu ediyoruz. Dolayısıyla yönetici algılamasının sektör ve kurumlar tarafından bilinmesi de çok önemli. İki tarafın da birbirini yönlendirmesi gerekli. Çünkü karşılanamayacak beklentileri olan yönetici ile karşı karşıyaysanız işiniz zor. Bu anlamda sağlık yöneticilerinin de sağlık bilgi sistemlerinden beklentileri konusunda belirli bir  paylaşımın olması gerekli” dedi.

Toplantıya hastane yöneticileri de öneri ve görüşleri ile destek sağladı. Soru-Cevap bölümünde söz alan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yrd. Dr. Sinan Korukoğlu, Yazılım şirketlerinin hepsinin belirli konularda uzmanlaşmış olduklarını, birinin fatura ağırlıklı olduğunu diğerinin başka bir konuya odaklandığını, belirli yazılım paketleriyle geldiklerini, yazılımların nitelik olarak aynı olduklarını belirterek, bunun hastanelerin iş akış süreçlerinin ve yerel kültürlerinin ihmal ettiğini belirtti.

           

Bu görüşe cevap olarak söz alan Çözüm Bilgisayar Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Siso, “Yazılımların birbirinin aynı olduğu görüşüne katılmıyorum. 22 yıldır firma yöneticiliğimin yanında hala yazılım üretiyorum. Günümüzde yazılım üretmek gerçekten her firmanın yapabileceği bir iş olmaktan çıktı. Çok basit bir örnek vermek istiyorum; Yazılımımız 5.5 milyon kod satırını aştı. 22 yıllık birikim, tüm firmaların benzer nitelikte ürünler çıkarması anlamına gelmiyor. Yazılımlar konusunda kesinlikle seçici olmak gerekiyor” dedi.

           

Yazılımların geliştirme aşamasında kullanıcı alışkanlıkları ön planda tutulduğunu, hastanın hastane içerisinde geçirdiği zamanı en aza indirmek ve en üst seviyede hasta memnuniyeti sağlamak yönünde çaba gösterdiklerini söyledi.

           

NTV’de yayınlanan güven ve memnuniyet konulu bir ankette Türk Silahlı Kuvvetleri ve Cumhurbaşkanlığı’nın ardından hastanelerdeki hizmete yönelik hasta  memnuniyetinin üçüncü sırada yer almasının sevindirici olduğunu söyleyen Siso, ”Bu sonuçta diğer yazılım şirketleri ile birlikte bizim de çok önemli bir katkımız olduğunu düşünüyorum.

           

Kullanıcı odaklı ya da fatura odaklı bir yazılım şekillenmesinde önemli olan faktör elbette ki müşteri istekleridir. Bu da şartnamelerde, yazılım firmalarına fırsat vermeyecek bir şekilde tanımlanmıştır. Müşteri  istekleri ön plandadır.

           

Ancak burada bilinmesi gereken önemli birşey var; genelgeleri, mevzuat değişikliklerini malesef en son duyanlar bizler oluyoruz. Çoğunlukla hastaneler aracılığıyla öğreniyoruz. Yani bir yandan şartnameler bizlere genelgeleri, mevzuat değişiklikliklerini takip etme zorunluluğu getirirken diğer yandan bilgilenme konusunda sıkıntı çekiyoruz.

           

Müşteri isteklerini belirleyecek olan mevzuat, genelge, yasa vb. bunların hiçbiri bize birincil yoldan gelmiyor. Örneğin,  Sosyal Güvenlik Kurumu, web servislerinde bir değişiklik yapmış ama bu değişikliklerin neye karşılık geldiğini açıklamamış. Dolayısıyla bu değişikliğe uygun hale getirilmeyen veri setimizin olumsuz yönde karşılık vermesi ile karşılaştık. Bu hastanemizin ve bizim 3-4 saatine mal olan bir hataydı.” dedi.

           

Sağlık Bakanlığı Çerçeve İlkeleri çok güzel hazırlandığını belirten Ömer Siso, “Çerçeve ilkeleri bizi dünya standartlarına ulaştırıyor. Biz de uyum sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak çerçeve ilkelerine uyumu özellikle hastane tarafında denetleyecek, ödüllendirecek ya da cezalandıracak nitelikte personelin bulunması gerekiyor.” dedi.

           

Sağlık-NET sürecinin çok profesyonelce hazırlandığını, bilgilendirilmede bir eksiklik yaşamadıklarını, geçiş süreçlerinin firmaları çok rahatlattığını belirten Ömer Siso, “Sağlık-NET projesindeki bilgilendirme kanallarını taktirle karşıladık. Eylül 2008 tarihine yetişmesi gereken projeyi, öngörülen süreden çok önce tamamladık. Bunda bilgilendirmenin de çok büyük önemi oldu. Yazılım firmalarının bilgilendirilmesi konusunda daha hassas olabilirsek çok daha güzel şeyler üreteceğiz” dedi.

 

Daha sonra  söz alan Datasel Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Andonis Filippidis, “Ömer beyin bilgilendirme eksikliği konusundaki söylediklerine tamamen katılıyorum. Biz Bakanlıkla beraber çalışmak istiyoruz. Eminim bütün şirketler de böyle düşünüyordur. Çıkarılan kararlara ve stratejilere bir itirazımız yok. Bazı genelgeler çıkıyor bize zamanında bildirin istiyoruz. Sonuçta mutfak orası. Ne yemek pişiyor? Zamanında bilmek istiyoruz. Bu yemeği sonunda herkes yiyecek. Ve biz de yemeğin sunumunu yapacağız” dedi.

           

Tıp Bilişimi Derneği Yönetim Kurulu adına söz alan Intel Sağlık Sektörü iş Geliştirme Müdürü Dr. Cenk Tezcan “Biz Türkler genelde bardağın boş mu, dolu mu olduğunu tartışırız. Birşeyler yapan bardağı ne güzel doldurduğunu söyler. Karşısındakiler ise boş olduğunu iddia ederler. Bu bardağı doldurana teşekkür ediyoruz ama bu bardağın tamamını nasıl dolduracağımızı hep birlikte düşünmemiz gerekiyor” dedi.

 

           

Türkiye’de tıp bilişimi açısından uzun yıllar kaybedildiğini belirten Tezcan, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve özel sektörün bir araya gelemediğini belirterek,“gelişmiş ülkelerde tıp bilişimi genel bütçeden, genel sağlık harcamalarından yüzde 2 ile 4’e kadar pay alabiliyor. Türkiye’de, veri giriş elemanlarının maaşlarını da koyduğunuz zaman binde birin altında yer alıyor. Bu işin üzerinde kafa yormamız lazım. Çünkü kendi kendimizi öldürüyoruz.

           

Şimdi bir de kriz ortamına girdik. Hastaneler çok zor para ödüyor, yeni ihale çıkmıyor. 60 Milyonluk bir alanda 70 tane yazılım firmamız var. Bu firmalarda çalışan çok sayıda insan var. Bu insanlar yavaş yavaş çıkarılmaya başlandı. Bu firmalar katma değerli bir iş yapıyor. Bu bir domatesi bir yerden alıp, satmaya benzemiyor ve rekabetten dolayı ölüyorlar.

           

Çünkü akreditasyon sistemimiz yok. Ar-Ge yapan bir firma ile dört kişilik bir firma aynı ihaleye giriyor ve çok düşük rakamlarla ihaleyi alıyor. Bu sistemi yaşatamayız. Doğal olarak bir akreditasyon sistemine ihtiyacımız var.

 

          

Türkiye’de yapılmayan şeylerden birisi de Ar-Ge. Firmalar para kazanamadıkları için Ar-Ge yapamıyorlar. Ar-Ge’ye para ayırmazsak yenilikleri nasıl yapacağız? Sağlık Bakanlığı’nın da burada rolü yok. Tübitak ve Avrupa Birliği fonları var. Gelin görün ki, beş senede  dört proje ya çıkmıştır, ya çıkmamıştır.

 

Türkiye’de hatalardan her yıl kaç hasta ölüyor bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı’da bilmiyor. Doğal olarak hatalardan ölen insanları kurtaramıyoruz. Veya kendimizi şöyle ölçeklendiremiyoruz; 2006’da 20 Bin kişi ölmüştü, öyle bir akreditasyon uyguladık ki herşey yoluna girdi. Böyle bir veri yok elimizde. Ölçmüyoruz, çünkü ölçmeyi de sevmiyoruz. Ama hastane enformasyon sistemi demek, ölçmek demek. Bunu da Sağlık Bakanlığı’nın şirketler ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yapması gerekiyor. Bunun için de gerekli olan elbette eğitim.

           

Şu kültürü mutlaka edinmemiz gerekiyor. Devlet ve özel sektör birlikte çalışmalı. Bizde malesef bu kültür yok. Özel sektör biraz devlete yakınlaştığında, devletin kafasında “bunlar birşeyler satmaya çalışıyorlar, daha çok kar etmeye çalışıyorlar” düşüncesi oluşuyor.

           

Bakın İngiltereye, e-Sağlık sistemini kurabilmek için 12 Milyar sterlin harcıyor. Ama yine de başarısızlar. Obama başkan seçilir seçilmez ilk yaptığı şey, senatoya önümüzdeki üç yıl için sadece sağlık bilişiminde kullanılmak üzere 20 Milyar dolarlık teklif vermek oldu. Biz kaç para harcadık diye düşünün? Son üç senede Sağlık Bakanlığı bütçesinden sağlık bilişimine harcanan paranın 50 Milyon doları bulmayacağını iddia ediyorum.

 

(08.06.2009)