Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

Sağlıkta Dönüşümün 2. Dönemi

Ülkemizde 2003 yılından itibaren uygulanmaya başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) bugüne kadar yapılmış bütün çalışmaları dikkate alan, katılımcı ve demokratik karar süreçleriyle en uygun çözümler üretmeyi amaçlayan kapsamlı bir programdır. 2003 yılı başında hazırlanarak kamuoyuna duyurulan program, sosyalizasyon başta olmak üzere geçmiş birikim ve tecrübelerden, son dönemde yürütülen sağlık reformu çalışmalarından ve dünyadaki başarılı örneklerden ilham alınarak hazırlanmıştır. Bu program sayesinde sağlık hizmetlerinin; etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde organize edilmesi, finansmanının sağlanması ve sunulması amaçlanmaktadır.
 
Sağlıkta Dönüşümün liderliğini devralan yeni Sağlık Bakanı Uzman Dr. Mehmet Müezzinoğlu, 9 Ocak 1955 tarihinde Gümülcine'de doğdu. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde İç Hastalıkları ihtisası yapmış olan Müezzinoğlu, ayrıca Avcılar'da bulunan özel bir hastanenin de kurucusudur ve bir dönem AK Parti İstanbul İl Başkanlığı yaptı. Orta düzeyde Yunanca, İngilizce ve Arapça bilen Müezzinoğlu, evli,  2 çocuk babası ve halen Edirne Milletvekilidir.
 
Ülkemizin sağlıktaki başarılarının devamını sağlayacak olan ve Türkiye'nin “Sağlıkta Model Ülke” hedefini daha da perçinleştirecek olan Sağlık Bakanımız Uzman Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
 
Başarılı bir dönemin ardından bayrağı teslim aldınız. Hızlı bir şekilde çalışmalara başladığınızı gözlemliyoruz. Mevcut çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu çalışmalara ek çalışmalar planlıyor musunuz?

Hükümetimiz döneminde uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık sistemimizde köklü değişiklikler yapıldı. Bu programla, hastaneler ve sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında toplandı. Vatandaşlarımız, rehin tutulmak bir yana istedikleri hastaneye gidip istedikleri eczaneden ilaçlarını almaya başladı. Ambulanslarımızı sadece karada değil havada ve denizde de vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. Ambulans uçaklarımız, ambulans helikopterlerimiz parası olsun olmasın tüm vatandaşlarımızın yardımına koştu. Aile hekimliği uygulamasına geçildi. Koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli adımlar atıldı. Aşılama oranları yüzde 98'lere ulaştı. Anne bebek ölümlerinde önemli düşüşler sağlandı.

Sağlık hizmetlerinde gerçekleştirilen bu başarılı uygulamaları daha da  ileriye taşımak ve yükselen çıtayı daha da yükseğe çıkarmanın gayreti içindeyiz. Kaynakları israf etmeden iyi planlayarak, iyi uygulayarak ve iyi denetleyerek tüm kesimleri kucaklayacak, sürdürülebilir, dünyaya örnek bir sağlık sistemini hep birlikte oluşturacağız. Ülkemizi sadece bölgenin değil dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getirmek için çalışıyoruz.
 
Bilindiği üzere Türkiye “Sağlıkta Model Ülke” olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sizin de bu sürece katkıda bulunacak fikirleriniz ya da yeni dönemde gerçekleştirmeyi planladığınız projeler var mıdır?
 
Sağlıkta Dönüşüm Programı, devam eden, kendini yenileyen dinamik bir süreçtir. Biz bedenen ve ruhen sağlıklı bir toplumu hedefliyoruz. Bunun için de bireylerin sağlık düzeyini korumak ve iyileştirmek için amaç ve hedeflerimizi belirleyen 2010-2017 Stratejik Planımızı hazırladık. Bu planı hazırlarken Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte çalıştık. Ayrıca Tallinn Şartı, Halk Sağlığı Kapasitelerini ve Hizmetlerini Güçlendirmek için Avrupa Eylem Planı ve Sağlık 2020'yi dikkate aldık. Bu stratejik planla amaç ve hedeflerimizi ortaya koyduk. Nihai amacımız hakkaniyetli bir şekilde halkımızın sağlık düzeyini korumak ve iyileştirmektir. Hedefimiz ise 2023 yılında dünyanın en mükemmel sağlık sistemleri içerisinde ilk 10'a girmektir. Bunu yapacak bilgi, birikim azim ve kararlılığa sahibiz.
 
Sağlıkta Dönüşüm'ün ilk başladığı dönemden bu yana göze çarpan en önemli başlık ve sağladığı katkı sizce hangisidir?

Bugün Sağlıkta Dönüşüm Programının ülkemiz adına en büyük kazanımı halkın gülen yüzü ve memnuniyetidir. Sağlık altyapısı ve teknolojik donanımın yanı sıra, dünya çapında değere sahip sağlık tecrübesine ulaştık.
 
Başbakanımızın da büyük desteği ile Hükümetimiz, sağlıkta; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, insanı yücelt ki devlet yücelsin” anlayışının Cumhuriyet tarihindeki en somut yansımalarını gerçekleştirdi. Bedenen ve ruhen sağlıklı bireylerden sağlıklı toplumların oluşacağı düşüncesindeyiz. Ülkemiz sağlıkta küresel bir aktör olma hedefinde yoluna emin adımlarla ilerlemektedir.
 
Sağlık Bilişimi ve sağlıkta teknolojinin önemi ve sağlığa olan katkıları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Sağlık çalışanlarının yeniliğe, değişim ve dönüşüme olan istek ve duyarlılığı gerek teknolojiye gerekse bilişim uygulamalarına kolaylıkla adapte olabilmelerini sağlamaktadır. Bunu önemli bir avantaj olarak değerlendiriyorum. Teknolojiyi tedarik etmek kolay ancak kullandırmak zordur. Bakanlığımızın tüm çalışanlarına teknolojiyi kullanım konusundaki istek ve başarılarından dolayı sizlerin aracılığınızla takdir ve teşekkürlerimi sunmak isterim.
 
Hepinizin bildiği gibi Bakanlığımız sağlık bilişimi alanında da model bir ülke durumundadır. Katıldığım ulusal ve uluslararası platformlarda bu düşüncemi teyit eder nitelikte olaylara tanıklık ettim. Çağımız bilgi çağı. Bilgiyi üretme, saklama, iletme ve gerektiğinde bu bilgiyi yeniden işleme tabi konusunda bilgi ve iletişim teknolojilerinin bize sunmuş olduğu imkânlardan sonuna kadar faydalanma düşünce ve gayreti içerisindeyiz. Amacımız teknolojiyi sağlığın emrinde en iyi şekilde kullanmaktır. Mesela, Sağlık-Net projemiz vatandaş bazlı bir elektronik sağlık dosyası oluşturmuştur. Bu dosyanın yönetimi dosyanın sahibine verilecektir. Dolayısıyla vatandaşımız kendi sağlığı ile ilgili her tür bilgi ve belgeye anında ulaşma ve yetkilendirdiği hekim ile paylaşma imkânına sahip olacaktır. Bunun vatandaşımıza faydası nitelikli, ekonomik ve hızlı sağlık hizmeti almaktır. Sağlık çalışanlarımız açısından bakıldığında hastanın geçmiş sağlık kayıtlarına kolaylıkla ulaşarak doğru teşhis ve doğru tedavi sunmaları kolaylaşacaktır. Böylelikle hem vatandaşımız hem de sağlık çalışanımız açısından kolaylık sağlanacaktır.
 
Yurtdışında da ülkemizi temsil eden bir firma olarak; başlangıçta konan bir hedef olarak sağlıkta dönüşüm çalışmalarının başarıldığını, özellikle son üç-dört yıldır, ülkemizdeki sağlık bilişimini kanatlandırdığını gözlemledik. Bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenmek isteriz.

Sağlıkta dönüşüm programının birçok bileşeni var. Bu bileşenlerden biri de sağlıkta e-dönüşümdür. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu konuda da Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar daha önce de değindiğim üzere ülkemizi lider konumuna taşımıştır. Yakın gelecekte Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğümüzün hazırlayıp başlattığı projelerin sonuçlandırılmasını önemsiyorum. Bu başarının sadece sağlık hizmeti değil sağlık bilişimi ihracına katkı sağlaması en önemli arzularımdan biridir.
 
Devlet hastaneleri, sağlanan hizmetleri açısından, özel hastaneler ile rekabet eder hale geldi. Bu duruma etki eden en önemli hususlar nelerdir?
 
Hükümetimizin 10 yıllık iktidar döneminde ülke genelinde 122 bin yatağımızın üçte birini yeniledik. Hastanelerimizde, hasta odalarımızı iki yataklı ve  lavabolu olarak yeniden düzenledik. Ameliyathanelerimizi, yoğun bakımlarımızı bütün teknolojik alt yapımızı üçte bir oranında yeniledik. Ortalama 7-8 yıl içinde ülkemizde yenilenmemiş hastane kalmayacaktır. Amacımız bütün hastanelerimizin tıbbi teknolojilerini ve fiziki mekanlarını en iyiye taşımak. Dünyada ender görülecek hızda ve düzeyde sağlık göstergelerimizi iyileştirilerek küresel bir başarı örneği sergiledik. Vatandaşlarımız tarafından da sağlık hizmetlerindeki bu değişim ve dönüşüm kabul gördü ve takdir edildi. Çünkü vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 39'dan yüzde 76'ya çıktı.
 
Başka ülkeler ile karşılaştırıldığında; ülkemizde sunulan sağlık hizmet kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bu ülkede hekimlik yapmış biri olarak, sağlıkta 20 yıl önce arzu ettiklerim hayal edemeyeceğim bir noktaya son 10 yılda taşındı. Vatandaşlarımızın, sağlık hizmetlerine ulaşması kolaylaştı. Dünyada sağlığa ulaşmada bu kadar kolay bir ülkenin olduğuna inanmıyorum. Bu başarıda en büyük pay hiç şüphesiz hekimlerimizin, hemşirelerimizin sağlık çalışanlarımızındır.
 
10 yıl önce insanlarımız sağlık hizmeti almak için yurt dışına gidiyordu. Şimdi ülkemiz sağlık turizmi merkezi oldu.  İstanbul, Edirne, İzmir, Antalya  gibi illerimize sağlık serbest bölgeleri kurulduğunda ülkemiz sağlık turizmi  merkezi haline gelecektir. Bir taraftan vatandaşımıza sunduğumuz sağlık hizmetinin standardını yükseltirken, diğer taraftan bu dinamikleri bölge coğrafyasına da güçlü sunmayı istiyoruz. Bölge coğrafyasında bir milyara yaklaşan nüfusa da sağlık turizmi alanında güçlü hizmet vermeyi planlıyoruz.
 
663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye göre Kamu Hastaneleri Birlikleri ile nasıl bir süreç hedefleniyor? Sağlık hizmetinde ne gibi değişiklikler bizleri bekliyor olacak? Şu an gelinen aşama nedir?
 
Hastanelerimizin daha etkili, kaliteli ve verimli işletilmesi ve yerinden yönetim modeli esas alarak 663 sayılı Kararname ile Kamu Hastane Birlikleri kuruldu. Yöneticilere sözleşme ve performans kriterleri getirilirken, çalışanların mevcut hakları korundu.
 
Hastanelerde yapılan işlemler çeşitliliği nedeniyle diğer iş kollarına benzemediği açıkça ortadadır.  Bu nedenle bütün sağlık kurumlarımızda profesyonel yöneticiliğe geçilmesinin gereklilik olduğu aşikardır. Bu modelde hastane yöneticiliğini profesyonel meslek haline getirmeyi öngördük. Çünkü hastane yönetimi ek iş olarak yapılabilecek bir iş değildir. Halen bu birliklerimiz görevlerini başarı ile sürdürmektedir.
 
Türkiye'deki sağlık ve sağlık bilişimi alanında faaliyet gösteren firmaları 2023 Hedefleri doğrultusunda yurtdışında desteklemek gibi çalışmalar var mıdır?
 
663 sayılı KHK ile ülkemizde genel müdürlük seviyesinde temsil kabiliyeti kazandırdığımız Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğümüzün görev tanımlarına bakıldığında sağlık bilişimi alanında araştırma kurumları, üniversiteler, özel sektör, STK'lar gibi tüm paydaşlarla iş birliği ve ar-ge faaliyetlerinin yürütülmesini görebilirsiniz. Aynı zamanda bu görev tanımları arasında firmalarımızın uluslararası alanda söz sahibi olabilmesini sağlamak amacıyla Bakanlığımızca her tür desteğin verilmesini ve Bakanlığımızın organize eden, yönlendiren rolünü de görebilirsiniz.
(10.06.2013)