|
Sektörün Geleceği İçin Bakanlık
İstiyoruz
TÜBİSAD Bilgi ve İletişim Teknolojisi alanında çalışan şirketlerin oluşturduğu
bir dernek. Bünyesinde Bilgi Teknolojisi ve İletişim Sektörü' nün her dalından 90 şirket yer
almakta. Bu şirketlerin bir kısmı çok ulusluların Türkiye şubeleri, bir
kısmı ise birden fazla markanın temsilciliğini ve dağıtımını yapmakta.
Tüm üyelerin ortak amacı; bu sektörü büyütmek.TÜBİSAD' ın çalışmaları
“Bilgi Teknolojisi ve İletişim Sektörü” nün gelirlerinin milli
gelirdeki payını arttırmaya yönelik. Türkiye Bilgi
Teknolojisi ve İletişim Sektörü' nün GSMH' daki payı %
1'in altında. TÜBİSAD'ın hedefi, 3 yıl içinde bu payı
en az %2' nin üzerine
çıkarmak.
Eylül ayında düzenlenen Bilişim Fuarı'na ev
sahipliği yapanlar arasında yer alan Başkan Erol Bilecik, TÜBİSAD'ın varoluş
amacını şöyle özetliyor: “Üyelerimiz için; şirketlerin haklarını korumak, katma
değer sağlamak, Sektörümüz için; kalite ilkelerini tanımlamak, geliştirmek ve
korumak, sağlıklı rekabet koşullarının bulunduğu ortamı yaratmak, sektörü
temsil eden mesleki üst kuruluş olmak,
hizmet verimliliğine katkıda bulunmak; Pazarımız için; sektör ile iletişimi
artırıp işbirliğini sağlamak, pazarın büyümesine katkıda bulunmak, yurtdışına açılmak,
Toplumumuz için; bilişim kültürünün oluşmasını
sağlamak.”
“Geleceğin
sektörü; BİLİŞİM” TÜBİSAD Başkanı
Erol Bilecik, tüm sektörler gibi bilişim sektörünün de krizden, derinden
etkilendiğini belirtirken, Bilişim Fuarı'nın krizi tamamen temizleyici bir rol
alması dileğinde bulundu. 2000 ile 2001 yılı arasındaki işlem hacmine bakıldığı
zaman sektörün, 2.4 milyar dolardan 1.2 milyar dolar gibi bir işlem hacmine
düştüğüne dikkat çeken Bilecik, sektörün yüzde 54 civarında bir küçülme yaşadığını, fakat
fuarın kendilerini umutlandırdığını anlattı. Hükümetten Bilişim Bakanlığı'nın acilen kurulmasını
isteyen Türkiye Bilgi İşlem Hizmetleri Derneği'nin (TÜBİSAD) yeni Başkanı
Erol Bilecik, fuarla ilgili sorularımızı
yanıtladı:
Fuarın bilişim
sektörüne etkisi nasıl oldu ? Beklediğiniz olumlu gelişmeler yaşanıyor
mu? Uzun yıllardır devam eden bir yapısı olan
fuarın, CeBIT'le beraber ortaklaşa bir yapı kurulduktan sonra görünümü,
görüntüsü ve içeriği değişti. Bunun en somut örneği, yabancı katılımcıların
sayılarının inanılmaz derecede arttığının görülmesi. Fuar alanını gezdiğiniz
zaman Kore’lilerin bile büyük bir standını görmeniz mümkün. Bunlar CeBIT'le
beraber ortaklaşa yapılan bir yapının ürünü ve sonuç olarak Türkiye'deki bir
organizasyonun müthiş başarısı diye algılıyorum. Bilişim sektörüne büyük bir
faydası oldu. Çünkü 160 bin kişilik bir katılımcı bekleniyor. Şu anki tabloya
bakıldığında bu gerçekleşecek gibi gözüküyor. 160 bin izleyici fuara gelir ise,
bunun geriye dönüşünü 1 milyon olarak düşünmeniz gerekiyor. Sektör için iyi bir
moral oldu. Türkiye'de krizin son günlerini yaşadığımıza inanıyorum. Bu fuar da
bilişim sektöründe krizi tamamen temizleyici bir faktör olur diye düşünüyorum.
İşin bir tarafı bu. Diğer tarafı ise Bilişim Zirvesi. Zirve, uzun yıllardır
'Bilişim Kurultayı' adı altında devam eden bir yapıydı. Fuar faaliyetleriyle
aynı güne rastlaması çakışma adına çok pozitif bir durum. Zirveye katılanlar
fuara katılıyor, fuara katılanlar ağırlıklı bilişim zirvesini ziyaret etmiyor
ama onun içerisinde yer alıyor. Çok önemli bilişim profesyonelleri, forumlar
toplantılar ve konferanslar zirveyi oluşturuyor. Özellikle aktivitelerin iki
yıldır 'zirve' başlığı altında yapılması, 4 sivil toplum
örgütünün yoğun uğraşları sonucu çok kaliteli bir konferanslar dizisinin
oluşturulmasını sağladı. Önemli sonuçlardan biri de; hemen hemen bilişim
sektörü içerisinde irdelenmeyen yapı neredeyse
kalmadı.
e-Türkiye ve e-Devlete katkısı olacağını düşünüyor musunuz
? Yüzde yüz
düşünüyorum. Bu sene özelikle e-devlet derken, fuarda eminim bütün gezenlerin
dikkatini çekmiştir; bir e-devlet adacığı oluşturuldu. Ve bu adacığın için de
SSK, Bağ-Kur, Gümrük Müsteşarlığı da yer aldı. Bu inanılmaz bir gelişme. Bir
bilişimci ve sektörde bu kadar geçmiş yılı olan bir insan olarak, bunları 10 yıl
önce deselerdi 'bir bilişim fuarı olacak, bu bilişim fuarı içerisinde devletin
muhtelif organları belli bir stand alacaklar ve çözümlerini gösterecekler',
hakikaten inanmazdım. Ama bugün fuarı gezen bütün misafirler, Emniyet
teşkilatının, vergi dairesinin, dairesi Maliye Bakanlığı'nın standını
gezebiliyor, nasıl bir e-uygulamaları olduğunu görüp, IBM, HP, Compaq'ın
standını inceler gibi inceleme şansı bulabiliyor. Bu inanılmaz bir gelişmenin,
inanılmaz bir göstergesi.
Bu noktaya gelinmesinde
yolu açan etkenler neler oldu sizce ? Yolu açan bir çok faktör var gerçekten; en
başında teknolojik gelişmeler! İsterseniz buna e-business diyelim.
Bu e-business, olmazsa olmaz noktalardan bir tanesidir. Dünya artık globalleşti.
Yani eskiden telefonun ucunda olan dünya, bugün İnternet ile elinizin altında.
Artık ülke sınırı kalkan insanlarda sınıf kavramını ortadan kaldıran bir
İnternet platformu var. İkinci olarak bence temel belirleyicilerden bir tanesi
AB yolu üzerinde devam eden ve AB'nin zaten ister istemez bize uygulatmak
zorunda olduğu e-Türkiye plus, çalışması var. Eğer bunu hayata geçiremezsek
AB'ye üye olmamız oldukça ihtimal dışı olacak. İşin bu yanı tetikleyici,
hızlandırıcı olmuştur. Bunları bir kenara bırakırsak, Türkiye insanının rahat
yaşaması için İnternet ve ve elektronik ortamla bütünleşmesi gerekir. Bu
kaliteli bir yaşamın en önemli parçasıdır. Devletin bunu görmemesi mümkün
değildi. Ben bir başlangıç noktasında olduğumuzu düşünüyor ve gelişmeleri umut
verici olarak buluyorum.
Bilişim sektöründe krizin etkisi nasıl yaşandı ? 2002 yılı
tablosunu özetler misiniz ? İnanılmaz
derecede kötü bir tablo. Türkiye'de muhtelif sektörler krizden etkilendi. Ama en
fazla etkilenmiş olanlarına bakıldığı zaman, üst sıralarda bulunanlardan bir
tanesi de bilişim sektörü. Çünkü, 2000 ile 2001 yılları arasındaki işlem hacmine
bakıldığı zaman, işlem hacminin 2.4 milyar dolardan 1.2 milyar dolara düştüğünü
göreceksiniz. Krizle birlikte, yüzde 54 civarında bir küçülme yaşadık. Yani
krizin vurduğu sektörlerin neredeyse tepesinde, otomotivden sonra bilişim
geliyor diyebilirim.
2002 de 1.5 milyar dolar civarında
işlem hacmi bekliyoruz
bilişim sektöründen. Daha doğrusu bunu umut ediyoruz. Yani bizim
2000 yılındaki ivmeyi 2002'de yakalamamız çok zor. Bizim bütün
dileğimiz 2003 yılında bunu yakalamış
olmak.
Bilişim
sektöründe biraraya gelme sorunu yaşanıyor mu? Kendi başına, dağınık bir
şekilde gelişen bir sektör mü oldu bilişim ?
Bence örgütlenme yeteri kadar yapılmış denilemez. Biz yoğun bir problemimiz
olursa, vahim olaylar olursa bir araya geliriz. Ama yeterince sivil toplum
örgütü de var sektörün içerisinde. Bunların koordinasyonu yeteri kadar mevcut
değil. Bu koordinasyonu
artırmaya çalışıyoruz şimdi. Özellikle yeni dönemle beraber, sektördeki örgütlenmenin
bir bütün halinde iyi bir noktaya gelebilmesi için, firmaların
moralinin de yüksek olması gerektiğine
inanıyorum.
Firmaları bir
araya getirme çalışmanız var mı ?
TÜBİSAD olarak, en yoğun olduğumuz çalışmalar bu
noktada. Sivil toplum örgütleri de ortak hareket etmek ve
ortak programlar yapmak konusunda çok istekliler. Zaten Bilişim Zirvesi
de 4 sivil toplum örgütünün
şimdi.
Firmaları bir araya getirme çalışmanız var mı
? TÜBİSAD olarak, en yoğun olduğumuz
çalışmalar bu noktada. Sivil toplum örgütleri de ortak hareket etmek ve ortak
programlar yapmak konusunda çok istekliler.
Zaten Bilişim Zirvesi de 4 sivil toplum örgütünün ortaklaşa
yaptıkları bir organizasyondur. Bu ve buna benzer daha derin
adımlar atılabileceğini, önümüzdeki dönemlerde ümit
ediyorum.
Türkiye'de
kurulacak bakanlık, bilişim sektörünün taleplerine yanıt verilebilecek mi
? Her yeni oluşumun hayata geçme sürecinde,
yaşayacağı handikaplar olacaktır. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ama dünyada
çok başarılı çalışan örnekleri var. Bunların başında İskandinavlar geliyor. Bazı
Avrupa ülkelerinde de bu kurumların, 'bilişim müsteşarlığı' şeklinde olduğunu
görüyoruz. Bu modellerden herhangi birisi bile bizim bilişim sektörü için, en
azından başlangıç aşaması için, muhteşem derecede doğru olur. Başlangıçta
altyapısı olmayan bir bakanlığın, yarardan çok zarar getirebileceği de göz ardı
edilmemeli. İyi düşünülmüş, iyi çalışılmış olmak gerekiyor. Bazı partilerin
programlarına bakıyoruz; bilişim
sektörü adına son derece pozitif noktalar var. Akılcı düşünülmüş
noktalar var ve bunun gerçekleşiyor olmasını ümit etmek bile
bana çok ayrı bir keyif
veriyor.
Röportaj ve Fotoğraflar : Tan ÖNDER
|